DÜNYADAKİ İLK AŞIK İNSAN KADINDIR



"Kadınlar insandır biz insanoğluyuz. Kadın bizim anamız, biz oğluyuz" demiş Neşet Ertaş yıllar önce.
Sevdayı, aşkı kadına sor demiş eskiler. Çünkü sevginin en saf, en doğal ve en güzel halini kadınlar yaşıyor. Her kadın için geçerli olmasa da bir kadın sizi gönülden sevdiyse bütün sevgisini size cömertçe sunuyor.
Neşet Ertaş kadınları anlatırken şu asırlık sözleri söylüyor:
"Dünyada ilk aşık insan kadındır. Yarattığına, doğurduğuna aşıktır. Ana rahmine düştüğün ilk andan itibaren sana sevgisini veriyor. O sevgiyle seni 9 ay boyunca karnında taşıyor. Bütün sıkıntılarına rağmen, sevgisiyle seni doğurup büyütüyor. Günün birinde sen bir kadına aşık oluyorsun. Annende bulduğun sevgiyi başka bir kadında arıyorsun. Veren de o, alan da o. İşte bu yüzden kadınlar insandır, biz insanoğluyuz."

Kadın yapısı gereği duygusaldır. Bu yüzden sevmek ve sevilmek ister. Bu yüzden kadınlar sevgiyi erkeklere göre daha yoğun yaşarlar. Kadın gerçekten sevdiyse eğer sizin için aşamayacağı engel yoktur. Bütün engelleri ortadan kaldırarak, en saf ve temiz duygularıyla size kalbini sonuna kadar açar. Kadının size olan sevgisi, kendi değerinizin farkına varmanızı, aşkla, sevgiyle atan bir kalbiniz olduğunu anlamanızı varmanızı sağlar. Bir kadına aşıksanız eğer hayata daha mutlu, daha hayat dolu, daha umutlu gözlerle bakarsınız. Dinlediğiniz şarkı daha anlamlı, yürüdüğünüz yollar daha bir güzel görünür gözünüze. Sebepsiz bir mutluluk kaplar içinizi. Bu mutluluk etrafınızı da olumlu etkiler. Yanınızda kim varsa mutluluğunuzu onlarla paylaşır, onları da mutlu edersiniz. Kadının sizi sevmesiyle olur bütün bunlar. Kadın size sevgisini vererek hem kendi mutlu oluyor, hem sizin mutlu olmanızı hem de etrafınızdakilerin mutlu olmasını sağlıyor. Yalnızca birisini değil herkesi mutlu etmeye sebep olmak çok güzel ve çok özel bir şey.
Bir kadın sizi gerçekten seviyorsa yaşınızın, kilonuzun, boyunuzun, fiziksel görünüşünüzün hiçbir önemi yoktur. Çünkü sizi gönülden sevdiyse baktığı tek yer kalbinizdir.
Birçok alanda olduğu gibi Türk edebiyatında da şiirlerin büyük çoğunluğu kadınlar için yazılmıştır. Osmanlı dönemine baktığımızda devleti yöneten padişahların hemen hepsinin hanımını yürekten seven iyi bir eş olduğunu görürüz. Çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmed eşini gönülden sevmeseydi "Avni" mahlasıyla, Kanuni Sultan Süleyman "Muhibbi" mahlasıyla şiirler yazabilir miydi?
Zeki Müren bir kadının aşkını yüreğinin en derinlerinde hissetmeseydi "Sanat Güneşi" olabilir miydi?
Bir çift ahu göze vurulmasaydı Neşet Ertaş, "Ahu Gözlerini Sevdiğim Dilber" türküsünü yakabilir miydi?
Bir kadına en güzel rüyalarını süsleyecek kadar aşık olmasaydı Cemal Safi, "Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa" dizelerini nasıl yazabilirdi?
Gönülden bağlı olmasaydı Neşet Ertaş Leyla'sına;
"Bülbül gibi hasret ettin gülüne,
Neden attın beni gurbet eline,
Bağlı yar canımı, zülfün teline,
Garibin kapına kuldur ey güzel" dizeleriyle sevdiğine ne kadar bağlı olduğunu yazabilir miydi?
Kadının sevgisini kazanmanın ne kadar değerli olduğunu bilmeseydi Neşet Ertaş, "Gece olduğu zaman seni özleyecek bir kadının sevgisini kazandıysan dünyaları kazanmışsındır oğul" diyebilir miydi?
Bir kadının kalbinin, güzelliğinden daha değerli olduğunun yıllar önce farkına varmasaydı Tolstoy, "Bir kadını sırf güzelliği için sevmek mümkün mü? Bu bir heykeli sevmek gibi bir şey olmaz mı?" tespitinde bulunabilir miydi?
Mona Roza'ya aşık olmasaydı Sezai Karakoç, ona yazdığı mektubunu şöyle bitirir miydi: "Beni çıkardığında anlamın bozulmuyorsa bundan böyle ayrı yazılalım Mona Roza."
Sevdiğinin her halini başına tac etmeseydi Şems-i Tebrizi, "Sen ol da, ister yar ol ister yara; lütfun da başım üstüne kahrın da" sözlerini nasıl söyleyebilirdi?
Ferhat'a dağları deldiren, Mecnun'a çölleri aştıran, aşkından şiirler yazdıran, hasretinden türküler yaktıran bir kadının sevgisi değil mi?
Sevin kadınları ve onların sevgisine inanın, sizi gönülden seven bir kadına siz de gönlünüzü açın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SONUN BAŞLANGICI

1980’li yıllar Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde yaşatılıyor

"EN"LERİN DÜNYASI